
Kadın bedeni, doğası gereği kendine özgü kokulara sahiptir ve bu durum, vajina için de geçerlidir. Ancak toplumsal tabular, yanlış bilgiler, medya temsilleri ve kozmetik endüstrisinin pazarlama stratejileri, vajinal kokular hakkında gerçek dışı ve olumsuz algılar yaratmıştır. Pek çok kadın, vajinalarının “doğal olarak kötü koktuğu” inancıyla yaşamakta, bu durum da kendilerine yönelik utanç, kaygı ve özgüven eksikliği gibi derin psikolojik sorunlara yol açabilmektedir. Oysa bilimsel gerçeklik, sağlıklı bir vajinanın kendine özgü, hafif bir kokusu olduğunu ve “kötü” veya “rahatsız edici” bir kokunun genellikle altta yatan bir enfeksiyonun veya sağlık sorununun belirtisi olduğunuaçıkça ortaya koymaktadır.
Bu makale, sağlıklı bir vajinanın doğal kokusunu ve bu kokunun nedenlerini bilimsel bir bakış açısıyla açıklayacak, vajinal kokuyu etkileyen fizyolojik faktörleri detaylandıracak, “kötü” olarak algılanan kokuların hangi enfeksiyonlarla veya sağlık sorunlarıyla ilişkili olduğunu bilimsel kanıtlar ışığında inceleyecek, bu yanlış inançların kadınların psikolojisi ve sosyal yaşamı üzerindeki etkilerini analiz edecek ve kadınların vajinal sağlıklarını korumak, doğal bedenlerini kabul etmek ve gereksiz kaygılardan arınmak için uygulayabileceği bilimsel temellere dayalı stratejiler sunacaktır. Amacımız, kadınların kendi bedenlerini daha iyi anlamalarına, vajinal kokularla ilgili mitleri çürütmelerine ve sağlıklı, bilinçli seçimler yapmalarına yardımcı olmaktır.
Sağlıklı Bir Vajinanın Doğal Kokusu
Her insan bedeninin, kendine özgü bir kokusu olduğu gibi, vajinanın da doğal ve hafif bir kokusu vardır. Bu koku, bireyden bireye, hatta aynı bireyde gün içinde veya adet döngüsünün farklı evrelerinde değişiklik gösterebilir. Sağlıklı bir vajinanın kokusu genellikle “hafif”, “topraksı”, “misksel” veya “hafif ekşimsi” olarak tanımlanabilir. Bu koku, vajinanın doğal mikroekosisteminin bir sonucudur.
1. Vajinal Flora ve pH Dengesi
Vajinanın kendine özgü kokusunun temel nedeni, vajinal ortamda yaşayan mikroorganizmaların (vajinal flora veya mikrobiyota) aktivitesidir. Sağlıklı bir vajinal floranın büyük çoğunluğunu laktobasiller adı verilen faydalı bakteriler oluşturur. Laktobasiller, vajinal epitel hücrelerindeki glikojeni fermente ederek laktik asit üretirler. Bu laktik asit, vajinal ortamın pH’ını 3.8 ile 4.5 arasında asidik tutar. Bu asidik ortam, vajinanın doğal kokusuna hafif ekşimsi bir nüans verir ve aynı zamanda zararlı bakteri ve mantarların çoğalmasını engeller.
2. Vajinal Akıntı
Vajina, kendini temizlemek için sürekli olarak vajinal akıntı üretir. Bu akıntı, ölü hücreleri, mukusu ve mikroorganizmaları vücut dışına atar. Akıntının miktarı ve kıvamı adet döngüsünün farklı evrelerinde, cinsel uyarılma sırasında veya hormonal değişikliklere bağlı olarak değişebilir. Sağlıklı vajinal akıntının genellikle hafif, şeffaf veya beyazımsı bir rengi ve hafif bir kokusu vardır.
3. Ter Bezleri ve Dış Genital Bölge
Vulva (dış genital organlar) bölgesinde ter bezleri (apokrin bezler) bulunur. Bu bezler, koltuk altları ve kasıklar gibi diğer bölgelerde de bulunan özel ter bezleridir. Bu bezlerin salgıladığı ter, cilt yüzeyindeki bakterilerle etkileşime girdiğinde hafif bir koku oluşturabilir. Bu koku, vajinanın içinden gelen kokudan farklı olabilir ve kişisel hijyen alışkanlıklarıyla daha çok ilişkilidir.
Vajinal Kokuyu Etkileyen Doğal ve Geçici Faktörler
Vajinanın kokusu, gün içinde veya yaşamın farklı evrelerinde doğal olarak değişebilir. Bu değişimler genellikle endişe verici değildir.
- Adet Döngüsü: Adet döngüsü boyunca hormonal dalgalanmalar, vajinal akıntının miktarını ve kıvamını etkileyebilir, bu da kokuda hafif değişikliklere neden olabilir. Adet kanının kendisi hafif alkalin olduğu için, adet döneminde vajinal pH geçici olarak yükselebilir ve bu da hafif bir metalik veya demir kokusuna yol açabilir.
- Cinsel Aktivite: Cinsel ilişki sırasında vajinal salgıların artması ve semenin (sperm) vajinal pH’ı geçici olarak yükseltmesi (semen pH’ı 7.0-8.5 arasıdır), vajinal kokuda geçici bir değişikliğe (hafif klor veya çamaşır suyu benzeri koku) neden olabilir. Ancak sağlıklı bir vajina, kendini hızla dengeleyerek normal pH’ına ve kokusuna döner.
- Terleme ve Fiziksel Aktivite: Yoğun fiziksel aktivite veya sıcak hava, genital bölgede terlemeyi artırabilir. Terin cilt yüzeyindeki bakterilerle etkileşimi, hafif bir ter kokusuna neden olabilir.
- Beslenme: Bazı yiyecekler (örneğin sarımsak, soğan, kuşkonmaz, baharatlı yiyecekler) vücut kokularını etkilediği gibi, vajinal kokuyu da hafifçe değiştirebilir.
- Kişisel Hijyen: Aşırı veya yetersiz hijyen uygulamaları vajinal kokuyu etkileyebilir. Aşırı yıkama vajinal florayı bozarken, yetersiz hijyen bakteri birikimine yol açabilir.
- Giysi Seçimi: Hava almayan, dar ve sentetik iç çamaşırları, genital bölgede nem ve ısı birikimine neden olarak kokunun daha belirgin hale gelmesine katkıda bulunabilir.
- Hormonal Değişimler (Gebelik, Menopoz): Gebelik ve menopoz gibi hormonal değişimler, vajinal akıntının miktarını ve pH’ı etkileyerek kokuda farklılıklara neden olabilir. Menopozda östrojen düşüşü vajinal kuruluğa yol açabilir ve bu da kokuda hafif değişikliklere neden olabilir.
“Kötü” Koku: Enfeksiyonla İlişkisi ve Yaygın Vajinal Enfeksiyonlar
Sağlıklı bir vajinanın doğal kokusu hafif ve genellikle fark edilmezken, “kötü”, “rahatsız edici”, “balık kokusu”, “küf kokusu” veya “keskin” bir koku, genellikle altta yatan bir enfeksiyonun veya sağlık sorununun en belirgin işaretidir. Bu tür bir koku, vajinal floranın dengesinin bozulduğuna ve zararlı mikroorganizmaların aşırı çoğaldığına işaret eder.
1. Bakteriyel Vajinozis (BV)
Bakteriyel vajinozis, vajinal kokunun en yaygın nedenidir ve genellikle “balık kokusu” olarak tanımlanır. Bu koku, özellikle cinsel ilişkiden sonra veya adet döneminde daha belirgin hale gelebilir.
- Neden: Vajinal pH’ın yükselmesi (4.5’in üzerine çıkması) ve laktobasillerin azalması sonucunda Gardnerella vaginalis gibi anaerobik bakterilerin aşırı çoğalmasıyla meydana gelir. Bu bakteriler, amin adı verilen kimyasallar üreterek balık kokusuna neden olurlar.
- Diğer Belirtiler: Gri veya beyaz renkte ince, sulu ve bol miktarda vajinal akıntı, vajinal kaşıntı veya yanma hissi.
- Riskler: Tedavi edilmeyen BV, pelvik inflamatuar hastalık (PID), rahim içi enfeksiyonlar, erken doğum ve düşük doğum ağırlığı gibi daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Ayrıca, diğer cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara (CYBE) karşı savunmasızlığı artırabilir.
2. Trikomoniyazis
Trikomoniyazis, Trichomonas vaginalis adlı parazitin neden olduğu cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyondur (CYBE). Bu enfeksiyon da genellikle kötü, keskin veya küf kokusuna neden olabilir.
- Neden: Trichomonas vaginalis parazitinin vajinal ortamda çoğalması. Bu enfeksiyon genellikle vajinal pH’ın 5.0’ın üzerine çıkmasıyla ilişkilidir.
- Diğer Belirtiler: Yeşilimsi-sarı, köpüklü, bol miktarda vajinal akıntı, vajinal kaşıntı, yanma, ağrı ve cinsel ilişki sırasında rahatsızlık.
- Riskler: Tedavi edilmeyen trikomoniyazis, diğer CYBE’lere karşı savunmasızlığı artırabilir ve hamilelikte komplikasyonlara yol açabilir.
3. Vajinal Mantar Enfeksiyonları (Kandidiyazis)
Vajinal mantar enfeksiyonları, genellikle Candida albicans adlı mayanın aşırı çoğalmasıyla meydana gelir. Mantar enfeksiyonları genellikle şiddetli bir kokuya neden olmaz.
- Belirtiler: Şiddetli kaşıntı, yanma hissi, kızarıklık, şişlik ve peynirimsi, beyaz, kokusuz vajinal akıntı yaygın belirtilerdir.
- Riskler: Tekrarlayan mantar enfeksiyonları yaşam kalitesini düşürebilir ve kronik rahatsızlığa neden olabilir.
4. Diğer Enfeksiyonlar ve Durumlar
- Retained Foreign Body (Unutulmuş Tampon/Ped): Vajina içinde unutulmuş bir tampon veya ped, bakteri üremesi için uygun bir ortam oluşturarak çok şiddetli ve rahatsız edici bir kokuya neden olabilir. Bu durum acil tıbbi müdahale gerektirir.
- Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar (CYBE): Klamidya veya gonore gibi bazı CYBE’ler, vajinal akıntıya ve dolayısıyla kokuya neden olabilir, ancak genellikle BV veya trikomoniyazis kadar belirgin bir kokuya yol açmazlar.
- Pelvik İnflamatuar Hastalık (PID): Rahim, fallop tüpleri veya yumurtalıkların enfeksiyonu olan PID, kötü kokulu akıntıya ve karın ağrısına neden olabilir.
- Vajinal Fistül: Nadiren, vajina ile bağırsak veya mesane arasında anormal bir bağlantı (fistül) oluşumu, dışkı veya idrarın vajinaya sızmasına ve kötü kokuya neden olabilir.
- Servisit (Rahim Ağzı İltihabı): Rahim ağzının iltihaplanması da akıntıya ve kokuya neden olabilir.
- Kanser: Çok nadiren, vajinal veya servikal kanser gibi ciddi durumlar da anormal akıntı ve kokuya yol açabilir.
Özetle, vajinal kokuda belirgin bir değişiklik, özellikle kötü veya rahatsız edici bir koku, genellikle altta yatan bir sağlık sorununun işaretidir ve tıbbi değerlendirme gerektirir.
“Kötü Kokar” İnancının Psikolojik ve Sosyal Etkileri
Vajinanın “doğal olarak kötü koktuğu” veya “kirli” olduğu yönündeki yanlış inanç, kadınların psikolojisi ve sosyal yaşamı üzerinde yıkıcı etkilere sahiptir.
1. Utanç ve Özgüven Kaybı
Bu mit, kadınlarda derin bir utanç ve aşağılanma duygusu yaratır. Kendi bedenlerinin doğal bir parçası olan vajina hakkında utanma, kadınların genel özgüvenlerini ve benlik saygılarını zedeler. Kadınlar, başkalarının (özellikle partnerlerinin) vajinal kokularını fark edeceği ve onları yargılayacağı korkusuyla yaşayabilirler.
2. Aşırı Hijyen Takıntısı ve Zararlı Uygulamalar
“Kötü koku” miti, kadınları gereksiz ve zararlı hijyen uygulamalarına yönlendirir:
- Vajinal Duşlar (Douching): Vajinanın içini su, sabun veya özel duş solüsyonlarıyla yıkamak, vajinanın doğal pH dengesini ve faydalı laktobasilleri yok eder. Bu durum, vajinayı enfeksiyonlara karşı daha savunmasız hale getirir ve ironik bir şekilde, kötü kokunun asıl nedeni olan bakteriyel vajinozis riskini artırır.
- Parfümlü Ürünler: Parfümlü pedler, tamponlar, sabunlar, vajinal spreyler veya deodorantlar, vajinal bölgede tahrişe, alerjik reaksiyonlara ve pH dengesizliğine neden olabilir. Bu ürünler, kokuyu maskelemek yerine daha da kötüleştirebilir veya enfeksiyonlara zemin hazırlayabilir.
- Aşırı Yıkama: Dış genital bölgenin aşırı veya agresif temizliği de cildi tahriş edebilir ve doğal koruyucu bariyerini bozabilir.
3. Cinsel Sağlık ve İlişki Problemleri
Vajinal koku kaygısı, kadınların cinsel yaşamlarını derinden etkiler:
- Cinsel İlişkiden Kaçınma: Kendi vajinal kokusundan utanç duyan kadınlar, cinsel yakınlıktan kaçınabilir, partnerleriyle cinsel ilişkiye girmekte tereddüt edebilir veya cinsel aktivite sırasında kendilerini rahat hissedemeyebilirler.
- Cinsel Özgüven Eksikliği: Partnerleri tarafından vajinal kokuları nedeniyle yargılanma korkusu, kadınların cinsel özgüvenini ciddi şekilde zedeler ve cinsel hazzı deneyimlemelerini engeller.
- İletişim Problemleri: Kadınlar, bu hassas konuyu partnerleriyle konuşmaktan çekinebilirler, bu da ilişkide samimiyet eksikliğine ve yanlış anlaşılmalara yol açabilir.
4. Medya ve Pazarlama Manipülasyonu
Kozmetik ve hijyen endüstrisi, kadınların vajinal koku kaygılarını kullanarak milyarlarca dolarlık bir pazar yaratmıştır. Reklamlar, kadınlara “sürekli taze”, “kokusuz” ve “temiz” olmaları gerektiği mesajını vererek, doğal olanı “problem” olarak lanse eder ve bu kaygıları pekiştirir.
Normal Kokuyu Anormal Kokudan Ayırt Etmek
Vajinal kokudaki her değişiklik bir enfeksiyon anlamına gelmez. Ancak bazı koku tipleri, tıbbi değerlendirme gerektiren bir soruna işaret edebilir:
- Balık Kokusu: Genellikle bakteriyel vajinozis (BV) ile ilişkilidir. Cinsel ilişki sonrası veya adet döneminde daha belirginleşir.
- Küf veya Keskin Koku: Trikomoniyazis ile ilişkili olabilir.
- Mayalı Ekmek/Bira Kokusu: Mantar enfeksiyonlarında hafifçe hissedilebilir, ancak genellikle kaşıntı ve peynirimsi akıntı daha belirgindir.
- Çürük veya Çok Kötü Koku: Vajina içinde unutulmuş bir tampon veya başka bir yabancı cisim belirtisi olabilir. Acil tıbbi müdahale gerektirir.
- Normal Kokular: Hafif ekşimsi, topraksı, misksel, hafif metalik (adet döneminde) kokular genellikle normaldir.
Vajinal Sağlığı Korumak ve Kötü Kokuyu Önlemek İçin Bilimsel Temelli Stratejiler
Vajinal pH dengesini korumak ve sağlıklı bir vajinal florayı sürdürmek, kötü kokunun önlenmesi ve genel vajinal sağlık için esastır.
1. Doğru Hijyen Uygulamaları
- Vajinal Duşlardan Kaçının: Vajina, kendi kendini temizleyebilen bir organdır. Vajinanın içini su, sabun veya özel vajinal duş solüsyonlarıyla yıkamak kesinlikle önerilmez. Bu uygulamalar, vajinanın doğal pH dengesini ve faydalı laktobasilleri yok ederek enfeksiyon riskini artırır.
- Dış Genital Bölgenin Nazik Temizliği: Dış genital bölgeyi (vulva), günde bir veya iki kez ılık su ve pH dengeli, parfümsüz, hipoalerjenik bir temizleyici ile nazikçe yıkamak yeterlidir. Agresif sabunlar, parfümlü vücut yıkama jelleri veya vajinal spreyler kullanılmamalıdır. Temizledikten sonra bölgeyi nazikçe tamponlayarak veya hava ile kurutarak kurulamak önemlidir.
- Önden Arkaya Temizlik: Tuvalet sonrası temizliği her zaman önden arkaya doğru yapmak, anal bölgeden vajinaya bakteri geçişini engeller.
2. Uygun İç Çamaşırı ve Giysi Seçimi
- Pamuklu İç Çamaşırı: Nemi emen ve hava alan pamuklu iç çamaşırı tercih edin. Sentetik iç çamaşırları, nem ve ısı birikimine neden olarak bakteri ve mantar üremesi için uygun bir ortam yaratabilir.
- Bol ve Rahat Giyinme: Özellikle spor yaparken veya uzun süre otururken, genital bölgenin hava almasını sağlayacak bol ve rahat kıyafetler giyin. Sıkı kot pantolonlardan ve dar sentetik taytlardan uzun süreli kullanımdan kaçının.
3. Cinsel Sağlık ve Partner İletişimi
- Prezervatif Kullanımı: Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan (CYBE) korunmak için prezervatif kullanmak, vajinal pH dengesini etkileyebilecek enfeksiyon riskini azaltır.
- Kayganlaştırıcı Kullanımı: Cinsel ilişki sırasında yeterli kayganlık sağlanamadığında, su bazlı, parfümsüz ve gliserinsiz kayganlaştırıcılar kullanmak, sürtünmeyi ve tahrişi azaltır.
- Cinsel İlişki Sonrası Temizlik: Cinsel ilişkiden sonra idrar yapmak ve dış genital bölgeyi ılık suyla yıkamak, vajinal pH’ı etkileyebilecek bakteri veya semen kalıntılarının uzaklaştırılmasına yardımcı olabilir.
4. Probiyotik Kullanımı
- Vajinal Probiyotikler: Ağızdan alınan veya vajinal yolla uygulanan probiyotik takviyeleri, özellikle laktobasil türlerini (örneğin Lactobacillus rhamnosus GR-1, Lactobacillus reuteri RC-14) içerir. Bu probiyotikler, vajinal floradaki faydalı bakteri popülasyonunu artırmaya ve pH dengesini sürdürmeye yardımcı olabilir. Özellikle antibiyotik kullanımı sonrası veya tekrarlayan enfeksiyonlarda doktor tavsiyesiyle kullanılabilir.
- Probiyotik İçeren Gıdalar: Yoğurt, kefir, turşu gibi fermente gıdalar, genel bağırsak sağlığına faydalı olduğu gibi, dolaylı yoldan vajinal floraya da katkıda bulunabilir.
5. Regl Dönemi Hijyeni
- Düzenli Tampon/Ped Değişimi: Adet döneminde tampon veya pedleri düzenli olarak (her 4-6 saatte bir) değiştirmek, bakteri üremesini ve pH dengesinin bozulmasını önler.
- Menstrüel Kap: Menstrüel kaplar, tampon ve pedlere göre daha az pH dengesini etkileyebilir, ancak hijyenik kullanım kurallarına dikkat edilmelidir.
6. Sağlıklı Yaşam Tarzı
- Dengeli Beslenme: Şeker oranı yüksek gıdalardan kaçınmak ve lifli, vitamin açısından zengin gıdalar tüketmek, genel bağışıklık sistemini destekler ve enfeksiyonlara karşı direnci artırır.
- Yeterli Su Tüketimi: Yeterli hidrasyon, vücudun toksinleri atmasına ve mukozaların nemli kalmasına yardımcı olur.
- Stres Yönetimi: Kronik stres, bağışıklık sistemini zayıflatarak vücudun enfeksiyonlara karşı direncini azaltabilir. Stres yönetimi teknikleri uygulamak faydalı olabilir.
- Sigara ve Alkolden Uzak Durma: Sigara ve aşırı alkol tüketimi, vajinal flora üzerinde olumsuz etkiler gösterebilir ve enfeksiyon riskini artırabilir.
7. Tıbbi Danışmanlık
- Anormal Belirtilerde Doktora Başvurma: Vajinal akıntıda renk, koku veya kıvam değişikliği, kaşıntı, yanma, ağrı, şişlik gibi herhangi bir anormal semptom fark edildiğinde vakit kaybetmeden bir jinekoloğa başvurulmalıdır. Kendi kendine teşhis veya tedavi girişimlerinden kaçınılmalıdır.
- Düzenli Kontroller: Yılda bir kez jinekolojik muayene olmak, potansiyel sorunların erken teşhis edilmesine ve tedavi edilmesine yardımcı olabilir.
Vajinanın “kötü koktuğu” inancı, bilimsel gerçeklikten uzak, yaygın ve zararlı bir mittir. Sağlıklı bir vajina, kendine özgü, hafif ve doğal bir kokuya sahiptir. Bu koku, vajinal floranın sağlıklı dengesi ve laktobasillerin ürettiği laktik asit gibi doğal bileşenlerden kaynaklanır. Vajinal kokudaki belirgin bir değişiklik, özellikle “balık kokusu”, “küf kokusu”veya “çok kötü/çürük” bir koku, genellikle altta yatan bir enfeksiyonun (bakteriyel vajinozis, trikomoniyazis) veya başka bir sağlık sorununun (unutulmuş tampon, CYBE) işaretidir.
Bu yanlış inanç, kadınlarda derin utanç, özgüven kaybı ve aşırı hijyen takıntısı gibi psikolojik ve sosyal sorunlara yol açabilmektedir. Vajinal duşlar ve parfümlü ürünler gibi yanlış hijyen uygulamaları, vajinal pH dengesini ve doğal florayı bozarak, ironik bir şekilde kötü kokunun asıl nedeni olan enfeksiyon riskini artırmaktadır.
Kadınların kendi bedenlerini anlamaları, vajinal kokularla ilgili mitleri çürütmeleri ve sağlıklı, bilimsel temellere dayalı bakım stratejilerini benimsemeleri hayati önem taşır. Doğru hijyen uygulamaları, uygun giysi seçimi, güvenli cinsel alışkanlıklar, probiyotik kullanımı ve sağlıklı yaşam tarzı seçimleri, vajinal sağlığın korunmasına katkıda bulunur. Herhangi bir anormal vajinal semptom veya koku değişikliği fark edildiğinde, kendi kendine tedavi yerine mutlaka bir jinekoloğa başvurmak en doğru yaklaşımdır. Vajinal sağlık, genel kadın sağlığının ayrılmaz bir parçasıdır ve bilinçli yaklaşımlarla korunabilir.
Kaynaklar:
- Eschenbach, D. A. (1993). Vaginal infection. Clinical Obstetrics and Gynecology, 36(1), 166-184.
- Sobel, J. D. (2016). Vulvovaginal candidosis. Lancet, 387(10026), 1950-1959.
- Reid, G., & Burton, J. (2002). Use of Lactobacillus to prevent urogenital and other infections. Trends in Microbiology, 10(7), 415-418.
- Paavonen, J. (1995). Bacterial vaginosis. Current Opinion in Infectious Diseases, 8(1), 37-43.
- Soper, D. E. (2004). Bacterial vaginosis and other non-sexually transmitted causes of vaginitis. Infectious Disease Clinics of North America, 18(3), 579-591.
- Antonio, M. A., & Sobel, J. D. (2009). The vaginal microbiome and vulvovaginal health: Implications for management. Journal of Infectious Diseases, 200(Suppl_3), S167-S171.
- Ness, R. B., et al. (2005). Douching in relation to bacterial vaginosis, cervical infections, and pelvic inflammatory disease. Epidemiology, 16(3), 349-354.
- Workowski, K. A., & Bolan, G. A. (2015). Sexually transmitted diseases treatment guidelines, 2015. MMWR Recommendations and Reports, 64(RR-03), 1-137.
- Kenyon, C., et al. (2013). The contribution of bacterial vaginosis to the pathogenesis of sexually transmitted infections. Sexually Transmitted Diseases, 40(6), 465-472.
- Mastromarino, P., et al. (2011). Efficacy of Lactobacillus rhamnosus GR-1 and Lactobacillus reuteri RC-14 in restoring the vaginal flora to a healthy state and preventing bacterial vaginosis. Infectious Diseases in Obstetrics and Gynecology, 2011, Article ID 362835.
- Mitchell, C. (2011). Vaginal douching: Health implications and new research directions. Journal of the American Academy of Physician Assistants, 24(12), 48-52.
- Rabe, T., et al. (2012). Normal and pathological vaginal flora in the different phases of life. Der Gynäkologe, 45(2), 114-119.
- Hillier, S. L. (1998). The aetiology of bacterial vaginosis. Anaerobe, 4(3), 153-158.
- Sobel, J. D. (1985). Vulvovaginal candidiasis: a common, but often misdiagnosed, condition. The Female Patient, 10(6), 33-38.
- Cunha, G. R., & Sekita, S. (2018). The Female Reproductive System: An Atlas of Anatomy, Ultrastructure, and Development. Springer.
- Gray, H. (2015). Gray’s Anatomy: The Anatomical Basis of Clinical Practice (41st ed.). Churchill Livingstone.
- Netter, F. H. (2014). Atlas of Human Anatomy (6th ed.). Saunders.