
Kadın vücudunun en özel ve hassas bölgelerinden biri olan vajina, kendi içinde benzersiz bir mikroekosisteme sahiptir. Bu ekosistemin sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi ve dış etkenlere karşı kendini koruyabilmesi için belirli bir asidik dengenin sürdürülmesi hayati önem taşır. Bu denge, tıp dilinde vajinal pH olarak adlandırılır ve vajina sağlığının en temel göstergelerinden biridir. Vajinal pH’ın ideal aralıkta kalması, faydalı bakterilerin (özellikle laktobasiller) çoğalmasını teşvik ederken, zararlı mikroorganizmaların büyümesini engeller. Ancak birçok kadın, vajinal pH dengesinin önemini tam olarak anlamamakta veya bu dengeyi bozabilecek yanlış uygulamalara başvurmaktadır.
Bu makale, vajinal pH’ın ne olduğunu, ideal pH aralığını, bu dengeyi sağlayan ve koruyan mekanizmaları, vajinal pH’ı etkileyen faktörleri (doğal fizyolojik süreçler ve dışsal müdahaleler), pH dengesizliğinin yol açabileceği sağlık sorunlarını (enfeksiyonlar, rahatsızlıklar) ve kadınların vajinal pH dengesini korumak için uygulayabileceği bilimsel temellere dayalı bakım stratejilerini kapsamlı bir şekilde ele alacaktır. Amacımız, kadınların vajinal sağlıklarını anlamalarına ve korumalarına yardımcı olacak güvenilir ve ayrıntılı bilgiler sunmaktır.
Vajinal pH Nedir?
pH, bir çözeltinin asitlik veya alkalilik (bazlık) derecesini ölçen bir birimdir. pH ölçeği 0’dan 14’e kadar uzanır; 7.0 nötr olarak kabul edilirken, 7.0’ın altındaki değerler asidik, 7.0’ın üzerindeki değerler ise alkalin (bazik) olarak nitelendirilir.
Vajinal pH, vajinal ortamın asitlik seviyesini ifade eder. Sağlıklı bir üreme çağındaki kadında vajinal pH genellikle 3.8 ile 4.5 arasında değişen asidik bir değerdedir. Bu asidik ortam, vajinanın kendi kendini koruma mekanizmasının temelini oluşturur.
Sağlıklı Vajinal Flora ve Laktobasillerin Rolü
Vajinal pH’ın bu asidik aralıkta kalmasının en önemli nedeni, vajinal ortamda doğal olarak bulunan faydalı bakterilerdir, özellikle de laktobasiller (Döderlein basilleri). Laktobasiller, sağlıklı vajinal floranın %90’ından fazlasını oluşturan baskın mikroorganizmalardır.
Laktobasillerin Vajinal pH Dengesindeki Rolü:
- Laktik Asit Üretimi: Vajinal epitel hücreleri, glikojen adı verilen bir şeker türünü depolar. Laktobasiller, bu glikojeni fermente ederek ana metabolik ürün olarak laktik asit üretirler. Laktik asit, vajinal ortamın asidik pH değerini sağlamaktan ve sürdürmekten birincil derecede sorumludur.
- Patojen Büyümesini Engelleme: Asidik pH, çoğu zararlı bakteri (örneğin Gardnerella vaginalis) ve mantarın (örneğin Candida albicans) büyümesi ve çoğalması için uygun olmayan bir ortam yaratır. Bu asidik bariyer, vajinayı dışarıdan gelen veya vücutta zaten bulunan potansiyel patojenlere karşı doğal olarak korur.
- Hidrojen Peroksit Üretimi: Bazı laktobasil suşları, laktik asidin yanı sıra hidrojen peroksit (H2O2) de üretirler. Hidrojen peroksit, güçlü bir antimikrobiyal maddedir ve anaerobik (oksijensiz ortamda yaşayan) zararlı bakterilerin büyümesini daha da baskılar.
- Biyofilm Oluşumu: Laktobasiller, vajinal duvarlara tutunarak koruyucu bir biyofilm oluşturabilirler. Bu biyofilm, patojenlerin vajinal mukozaya yapışmasını ve kolonize olmasını fiziksel olarak engeller.
- Bakteriyosin Üretimi: Bazı laktobasil türleri, diğer bakterilerin büyümesini engelleyen bakteriyosinler adı verilen antimikrobiyal peptitler üretirler.
Kısacası, sağlıklı bir vajinal flora, vajinal pH’ın düşük (asidik) kalmasını sağlayarak vajinanın doğal bir savunma hattı oluşturur ve enfeksiyonlara karşı direncini artırır.
Vajinal pH Dengesini Etkileyen Faktörler
Vajinal pH dengesi, dinamik bir süreçtir ve bir dizi içsel ve dışsal faktörden etkilenebilir. Bu faktörler, pH’ın geçici olarak değişmesine veya kalıcı olarak dengesiz hale gelmesine neden olabilir, bu da vajinal sağlık sorunları riskini artırır.
1. Doğal Fizyolojik Süreçler ve Hormonal Değişimler
- Adet Döngüsü: Adet döngüsü boyunca östrojen ve progesteron seviyelerindeki dalgalanmalar, vajinal pH’ı etkileyebilir. Adet kanı, pH’ı yaklaşık 7.4 olan alkalin bir maddedir. Adet döneminde vajinal pH geçici olarak yükselebilir. Adet sonrası ise genellikle tekrar asidik seviyeye döner.
- Adet Kanı: Adet kanının kendisi hafif alkalin olduğu için, adet döneminde vajinal pH’ın geçici olarak yükselmesi normaldir.
- Hamilelik: Gebelik sırasında artan östrojen seviyeleri, vajinal epitelde glikojen üretimini artırarak laktobasillerin daha fazla laktik asit üretmesini sağlar. Bu durum, hamilelikte vajinal pH’ın genellikle daha düşük (daha asidik) olmasını ve enfeksiyonlara karşı daha dirençli hale gelmesini sağlar.
- Menopoz: Menopozla birlikte östrojen seviyelerinde belirgin bir düşüş yaşanır. Östrojenin azalması, vajinal epitelin incelmesine, glikojen depolarının azalmasına ve dolayısıyla laktik asit üretiminin düşmesine neden olur. Bu durum, vajinal pH’ın yükselmesine (alkalinleşmesine) yol açar (genellikle 4.5’in üzerine çıkar). Yüksek pH, menopoz sonrası kadınları vajinal kuruluk, kaşıntı ve enfeksiyonlara karşı daha hassas hale getirir.
- Cinsel Uyarılma ve İlişki: Cinsel uyarılma sırasında vajinal salgıların artması ve semen (sperm) varlığı vajinal pH’ı geçici olarak etkileyebilir. Semen, pH’ı 7.0 ila 8.5 arasında olan alkalin bir sıvıdır. Bu nedenle cinsel ilişkiden hemen sonra vajinal pH geçici olarak yükselebilir. Ancak sağlıklı bir vajina, kendini hızla dengeleyerek tekrar asidik seviyeye döner.
- Doğum Sonrası Dönem: Doğum sonrası vajinal dokuların iyileşmesi ve hormonal değişimler nedeniyle vajinal pH geçici olarak yüksek kalabilir.
2. Dışsal Faktörler ve Yaşam Tarzı Seçimleri
- Vajinal Duşlar ve Agresif Temizlik Ürünleri: Vajinanın içini su, sabun veya özel vajinal duş solüsyonlarıyla yıkamak (douching), vajinal pH dengesini bozan en yaygın nedenlerden biridir. Bu ürünler, vajinanın doğal olarak kendini temizleme yeteneğini sekteye uğratır, faydalı laktobasilleri temizler ve vajinal pH’ı yükselterek zararlı bakterilerin çoğalması için uygun bir ortam yaratır. Parfümlü sabunlar, vücut yıkama jelleri ve vajinal spreyler de benzer olumsuz etkilere sahiptir.
- Antibiyotik Kullanımı: Ağızdan alınan veya vajinal yolla uygulanan antibiyotikler, sadece enfeksiyona neden olan zararlı bakterileri değil, aynı zamanda vajinal floradaki faydalı laktobasilleri de yok edebilir. Bu durum, vajinal pH’ın yükselmesine ve mantar enfeksiyonları (kandidiyazis) veya bakteriyel vajinozis (BV) riskinin artmasına yol açabilir.
- Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyonlar (CYBE): Bazı CYBE’ler, vajinal pH dengesini doğrudan etkileyebilir veya bozabilir. Örneğin, trikomoniyazis genellikle yüksek vajinal pH ile ilişkilidir.
- Sigara Kullanımı: Sigara içmek, vajinal florayı olumsuz etkileyebilir ve vajinal enfeksiyonlara karşı savunmasızlığı artırabilir. Araştırmalar, sigara içen kadınlarda bakteriyel vajinozis riskinin daha yüksek olduğunu göstermektedir.
- Stres: Kronik stres, vücudun genel bağışıklık sistemini zayıflatabilir ve hormonal dengeyi etkileyerek vajinal florayı dolaylı olarak etkileyebilir.
- Dar ve Sentetik İç Çamaşırı: Hava almayan, dar ve sentetik iç çamaşırları, genital bölgede nem ve ısı birikimine neden olarak vajinal flora için uygun olmayan bir ortam yaratabilir ve pH dengesizliğini tetikleyebilir.
- Yanlış Beslenme: Yüksek şekerli diyetler, vajinal mantar enfeksiyonlarına yatkınlığı artırabilir, ancak doğrudan pH üzerindeki etkisi konusunda daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır. Probiyotik açısından zengin gıdaların (yoğurt, kefir) vajinal florayı desteklediği düşünülmektedir.
- Tampon ve Ped Kullanımı: Uzun süre değiştirilmeyen tamponlar veya pedler, vajinal ortamda bakteri üremesi için uygun bir zemin oluşturabilir ve pH dengesini etkileyebilir.
- Bazı Sağlık Durumları: Diyabet gibi kronik hastalıklar, vajinal enfeksiyonlara (özellikle mantar) yatkınlığı artırarak vajinal pH’ı etkileyebilir.
Vajinal pH Dengesizliğinin Yol Açtığı Sağlık Sorunları
Vajinal pH dengesinin bozulması, vajinanın doğal savunma mekanizmasını zayıflatarak çeşitli sağlık sorunlarına zemin hazırlar.
1. Bakteriyel Vajinozis (BV)
Bakteriyel vajinozis, vajinal pH dengesizliğinin neden olduğu en yaygın vajinal enfeksiyonlardan biridir. Vajinal pH’ın yükselmesi (4.5’in üzerine çıkması) durumunda, laktobasillerin sayısı azalır ve Gardnerella vaginalis gibi anaerobik (oksijensiz ortamda çoğalan) bakteriler aşırı derecede çoğalır.
- Belirtiler: Genellikle balık kokusuna benzer kötü bir vajinal koku (özellikle cinsel ilişkiden sonra ve adet döneminde belirginleşir), gri veya beyaz renkte ince ve bol miktarda vajinal akıntı, kaşıntı veya yanma hissi görülebilir.
- Riskler: Tedavi edilmeyen BV, pelvik inflamatuar hastalık (PID), rahim içi enfeksiyonlar, doğum sonrası enfeksiyonlar, erken doğum ve düşük doğum ağırlığı gibi daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Ayrıca, diğer cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara (CYBE) karşı savunmasızlığı artırabilir.
2. Vajinal Mantar Enfeksiyonları (Kandidiyazis)
Vajinal mantar enfeksiyonu, genellikle Candida albicans adlı mayanın vajinal ortamda aşırı çoğalmasıyla meydana gelir. Vajinal pH genellikle mantar enfeksiyonlarında asidik (4.5’in altında) kalır, ancak antibiyotik kullanımı gibi pH’ı etkileyen faktörler, laktobasillerin azalmasına ve mantarın çoğalması için uygun bir ortam oluşmasına neden olabilir.
- Belirtiler: Şiddetli kaşıntı, yanma hissi, kızarıklık, şişlik ve peynirimsi, beyaz, kokusuz vajinal akıntı yaygın belirtilerdir.
- Riskler: Tekrarlayan mantar enfeksiyonları yaşam kalitesini düşürebilir ve kronik rahatsızlığa neden olabilir.
3. Trikomoniyazis
Trikomoniyazis, Trichomonas vaginalis adlı parazitin neden olduğu cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyondur. Bu enfeksiyon genellikle vajinal pH’ın 5.0’ın üzerine çıkmasıyla ilişkilidir.
- Belirtiler: Yeşilimsi-sarı, köpüklü, kötü kokulu akıntı, vajinal kaşıntı, yanma, ağrı ve cinsel ilişki sırasında rahatsızlık.
- Riskler: Tedavi edilmeyen trikomoniyazis, diğer CYBE’lere karşı savunmasızlığı artırabilir ve hamilelikte komplikasyonlara yol açabilir.
4. Vajinal Kuruluk ve Tahriş
pH dengesizliği, vajinal mukozanın sağlığını etkileyerek kuruluğa ve tahrişe yol açabilir. Özellikle menopoz sonrası yükselen pH, vajinal atrofi ve kuruluk semptomlarını şiddetlendirebilir, bu da cinsel ilişki sırasında ağrıya neden olabilir.
5. Artan Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyon (CYBE) Riski
Vajinal pH dengesizliği, vajinanın doğal bariyerini zayıflattığı için, kadınları HIV, klamidya, gonore gibi diğer CYBE’lere karşı daha savunmasız hale getirebilir. Asidik ortam, bu patojenlerin vajinal mukozaya tutunmasını ve çoğalmasını engellemede önemli bir rol oynar.
Vajinal pH Dengesini Korumak İçin Bilimsel Temellere Dayalı Bakım Stratejileri
Vajinal pH dengesini korumak ve sağlıklı bir vajinal florayı sürdürmek, kadın sağlığı için proaktif bir yaklaşımdır. İşte uygulayabileceğiniz bilimsel temellere dayalı bazı stratejiler:
1. Doğru Hijyen Uygulamaları
- Vajinal Duşlardan Kaçının: Vajina, kendi kendini temizleyebilen bir organdır. Vajinanın içini su, sabun veya özel vajinal duş solüsyonlarıyla yıkamak (douching) kesinlikle önerilmez. Bu uygulamalar, vajinanın doğal pH dengesini bozarak faydalı laktobasilleri temizler ve enfeksiyon riskini artırır.
- Dış Genital Bölgenin Temizliği: Dış genital bölgeyi (vulva), günde bir veya iki kez ılık su ve pH dengeli, parfümsüz, hipoalerjenik bir temizleyici ile nazikçe yıkamak yeterlidir. Agresif sabunlar, parfümlü vücut yıkama jelleri veya vajinal spreyler kullanılmamalıdır. Temizledikten sonra bölgeyi nazikçe tamponlayarak veya hava ile kurutarak kurulamak önemlidir.
- Önden Arkaya Temizlik: Tuvalet sonrası temizliği her zaman önden arkaya doğru yapmak, anal bölgeden vajinaya bakteri geçişini engeller.
2. Uygun İç Çamaşırı ve Giysi Seçimi
- Pamuklu İç Çamaşırı: Sentetik (naylon, polyester) iç çamaşırları yerine, nemi emen ve hava alan pamuklu iç çamaşırı tercih edin. Pamuk, genital bölgenin havalanmasını sağlayarak nem ve ısı birikimini azaltır, bu da bakteri ve mantar üremesi için uygun olmayan bir ortam yaratır.
- Bol ve Rahat Giyinme: Özellikle spor yaparken veya uzun süre otururken, genital bölgenin hava almasını sağlayacak bol ve rahat kıyafetler giyin. Sıkı kot pantolonlardan ve dar sentetik taytlardan uzun süreli kullanımdan kaçının.
3. Cinsel Sağlık ve Partner İletişimi
- Prezervatif Kullanımı: Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan (CYBE) korunmak için prezervatif kullanmak, vajinal pH dengesini etkileyebilecek enfeksiyon riskini azaltır.
- Kayganlaştırıcı Kullanımı: Cinsel ilişki sırasında yeterli kayganlık sağlanamadığında, su bazlı, parfümsüz ve gliserinsiz kayganlaştırıcılar kullanmak, sürtünmeyi ve tahrişi azaltır. Bazı yağ bazlı kayganlaştırıcılar veya parfümlü ürünler vajinal pH’ı etkileyebilir.
- Cinsel İlişki Sonrası Temizlik: Cinsel ilişkiden sonra idrar yapmak ve dış genital bölgeyi ılık suyla yıkamak, vajinal pH’ı etkileyebilecek bakteri veya semen kalıntılarının uzaklaştırılmasına yardımcı olabilir.
4. Probiyotik Kullanımı
- Vajinal Probiyotikler: Ağızdan alınan veya vajinal yolla uygulanan probiyotik takviyeleri, özellikle laktobasil türlerini (örneğin Lactobacillus rhamnosus GR-1, Lactobacillus reuteri RC-14) içerir. Bu probiyotikler, vajinal floradaki faydalı bakteri popülasyonunu artırmaya ve pH dengesini sürdürmeye yardımcı olabilir. Özellikle antibiyotik kullanımı sonrası veya tekrarlayan enfeksiyonlarda doktor tavsiyesiyle kullanılabilir.
- Probiyotik İçeren Gıdalar: Yoğurt, kefir, turşu gibi fermente gıdalar, genel bağırsak sağlığına faydalı olduğu gibi, dolaylı yoldan vajinal floraya da katkıda bulunabilir.
5. Regl Dönemi Hijyeni
- Düzenli Tampon/Ped Değişimi: Adet döneminde tampon veya pedleri düzenli olarak (her 4-6 saatte bir) değiştirmek, bakteri üremesini ve pH dengesinin bozulmasını önler.
- Menstrüel Kap: Menstrüel kaplar, tampon ve pedlere göre daha az pH dengesini etkileyebilir, ancak hijyenik kullanım kurallarına dikkat edilmelidir.
6. Sağlıklı Yaşam Tarzı
- Dengeli Beslenme: Şeker oranı yüksek gıdalardan kaçınmak ve lifli, vitamin açısından zengin gıdalar tüketmek, genel bağışıklık sistemini destekler ve enfeksiyonlara karşı direnci artırır.
- Yeterli Su Tüketimi: Yeterli hidrasyon, vücudun toksinleri atmasına ve mukozaların nemli kalmasına yardımcı olur.
- Stres Yönetimi: Kronik stres, bağışıklık sistemini zayıflatarak vücudun enfeksiyonlara karşı direncini azaltabilir. Stres yönetimi teknikleri uygulamak faydalı olabilir.
- Sigara ve Alkolden Uzak Durma: Sigara ve aşırı alkol tüketimi, vajinal flora üzerinde olumsuz etkiler gösterebilir ve enfeksiyon riskini artırabilir.
7. Tıbbi Danışmanlık
- Anormal Belirtilerde Doktora Başvurma: Vajinal akıntıda renk, koku veya kıvam değişikliği, kaşıntı, yanma, ağrı, şişlik gibi herhangi bir anormal semptom fark edildiğinde vakit kaybetmeden bir jinekoloğa başvurulmalıdır. Kendi kendine teşhis veya tedavi girişimlerinden kaçınılmalıdır.
- Düzenli Kontroller: Yılda bir kez jinekolojik muayene olmak, potansiyel sorunların erken teşhis edilmesine ve tedavi edilmesine yardımcı olabilir.
Vajinal pH Denge Testleri
Kadınlar, vajinal pH seviyelerini evde test kitleri ile ölçebilirler. Bu kitler, vajina içine yerleştirilen bir pH şeridinin rengindeki değişikliğe göre pH seviyesini gösterir.
- Ne Zaman Kullanılır: Tekrarlayan vajinal enfeksiyon şikayetleri olan veya vajinal semptomların nedenini anlamak isteyen kadınlar için faydalı olabilir.
- Sınırlılıklar: Ev test kitleri sadece genel bir fikir verir ve kesin tanı koymak için yeterli değildir. Yüksek veya düşük pH değerleri her zaman bir enfeksiyon anlamına gelmez. Kesin tanı ve tedavi için mutlaka doktor değerlendirmesi gereklidir. Özellikle hamile kadınlar, enfeksiyon şüphesi durumunda hemen doktora başvurmalıdır.
Vajinal pH’ın asidik dengesi, sağlıklı bir vajinal flora için kritik önemdedir ve vajinanın doğal savunma mekanizmasının temelini oluşturur. Laktobasillerin ürettiği laktik asit ve hidrojen peroksit, bu asidik ortamı sağlayarak zararlı bakteri ve mantarların çoğalmasını engeller. Ancak adet döngüsü, gebelik, menopoz gibi doğal fizyolojik süreçlerin yanı sıra vajinal duşlar, antibiyotik kullanımı, dar giysiler ve hijyenik olmayan alışkanlıklar gibi dış faktörler, bu hassas dengeyi bozarak vajinal pH’ın yükselmesine neden olabilir.
pH dengesizliği, bakteriyel vajinozis (BV) ve vajinal mantar enfeksiyonları gibi yaygın vajinal sorunlara, vajinal kuruluğa, tahrişe ve hatta cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara karşı artan savunmasızlığa yol açabilir. Bu nedenle, kadınların vajinal pH dengesini korumak için bilinçli ve bilimsel temellere dayalı bakım stratejileri uygulamaları hayati önem taşır. Doğru hijyen uygulamaları, pamuklu iç çamaşırı seçimi, güvenli cinsel alışkanlıklar, probiyotik kullanımı ve sağlıklı yaşam tarzı seçimleri, vajinal sağlığın sürdürülmesine katkıda bulunur. Herhangi bir anormal vajinal semptom veya pH dengesizliği şüphesinde, kendi kendine tedavi yerine mutlaka bir jinekoloğa başvurmak en doğru yaklaşımdır. Vajinal sağlık, genel kadın sağlığının ayrılmaz bir parçasıdır ve bilinçli yaklaşımlarla korunabilir.
Kaynaklar:
- Döderlein, A. (1892). Das Scheidensekret und seine Bedeutung für das Puerperalfieber. F.C.W. Vogel.
- Eschenbach, D. A. (1993). Vaginal infection. Clinical Obstetrics and Gynecology, 36(1), 166-184.
- Sobel, J. D. (2016). Vulvovaginal candidosis. Lancet, 387(10026), 1950-1959.
- Reid, G., & Burton, J. (2002). Use of Lactobacillus to prevent urogenital and other infections. Trends in Microbiology, 10(7), 415-418.
- Paavonen, J. (1995). Bacterial vaginosis. Current Opinion in Infectious Diseases, 8(1), 37-43.
- Soper, D. E. (2004). Bacterial vaginosis and other non-sexually transmitted causes of vaginitis. Infectious Disease Clinics of North America, 18(3), 579-591.
- Antonio, M. A., & Sobel, J. D. (2009). The vaginal microbiome and vulvovaginal health: Implications for management. Journal of Infectious Diseases, 200(Suppl_3), S167-S171.
- Ness, R. B., et al. (2005). Douching in relation to bacterial vaginosis, cervical infections, and pelvic inflammatory disease. Epidemiology, 16(3), 349-354.
- Cunha, G. R., & Sekita, S. (2018). The Female Reproductive System: An Atlas of Anatomy, Ultrastructure, and Development. Springer.
- Gray, H. (2015). Gray’s Anatomy: The Anatomical Basis of Clinical Practice (41st ed.). Churchill Livingstone.
- Netter, F. H. (2014). Atlas of Human Anatomy (6th ed.). Saunders.
- Workowski, K. A., & Bolan, G. A. (2015). Sexually transmitted diseases treatment guidelines, 2015. MMWR Recommendations and Reports, 64(RR-03), 1-137.
- Kenyon, C., et al. (2013). The contribution of bacterial vaginosis to the pathogenesis of sexually transmitted infections. Sexually Transmitted Diseases, 40(6), 465-472.
- Mastromarino, P., et al. (2011). Efficacy of Lactobacillus rhamnosus GR-1 and Lactobacillus reuteri RC-14 in restoring the vaginal flora to a healthy state and preventing bacterial vaginosis. Infectious Diseases in Obstetrics and Gynecology, 2011, Article ID 362835.
- Mitchell, C. (2011). Vaginal douching: Health implications and new research directions. Journal of the American Academy of Physician Assistants, 24(12), 48-52.
- Rabe, T., et al. (2012). Normal and pathological vaginal flora in the different phases of life. Der Gynäkologe, 45(2), 114-119.
- Hillier, S. L. (1998). The aetiology of bacterial vaginosis. Anaerobe, 4(3), 153-158.
- Sobel, J. D. (1985). Vulvovaginal candidiasis: a common, but often misdiagnosed, condition. The Female Patient, 10(6), 33-38.